19 Şubat 2012 Pazar

İNDİRİM DE BİR YERE KADAR

       
     Alışveriş merkezine girdiğim anda şok geçirdim. X mağazada yüzde 50 indirim. Mağaza girince daha büyük şok geçirdim. 3 gün önce aldığım gömlek yüzde 50 daha ucuza satılıyordu. Soğuk bir bardak su içmemin vakti gelmişti artık:(  Aşağıda daha ayrıntılı açıklayacağım gibi dünyanın pek çok ülkesinde indirimin ne zaman ve ne oranda yapılacağı belliyken ben içeceğim suyla kalmıştım.

     İndirim konusu yıllardan beri tüm dünyada bir pazarlama aracı olarak kullanılagelmiştir. Tüketim alışkanlığının regülasyonlarla kontrol altına alınmış ülkelerde hem perakende sektörünü korumak hem de tüketiciyi kollamak için indirimin ne zaman yapılacağı hattâ en yüksek hangi oranlarda, hangi ürünlerde uygulanacağı, tüm tarafların çıkar grubu düzeyinde temsil edildikleri sivil toplum tarafından ulusal ve yerel yönetimlerin desteğiyle düzenlenmektedir. Ancak Türkiye’de indirim meselesi abartılı bir şekilde istismar edilmektedir. Yüzde 50 indirim, bir alana ikincisi bedava vb. çeşitli kombinasyonlarla hedef kitle tüketime teşvik edilmektedir. Gerçekten de belki satışlar artmakta ancak yapılan indirimlerin zaman ve oranları belli olmadığından indirim yapılması hedef kitlenin güvenini tamamen sarsmaktadır.

     Perakende sektöründe verimli bir işletme anlayışı oluşturabilmek için en önemli şartlardan biri “Value for Money” duygusunu yaratabilmektedir. Oysa ben birkaç gün sonra gidip aynı ürünü bugün ödenen miktarın yarı fiyatına satın alabiliyorsam ortada ne marka vaadi kalır ne de güven…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder