26 Mayıs 2012 Cumartesi

İLETİŞİMİN SÜREKLİLİĞİ VE KRİZ DÖNEMLERİ

     

     Reklamcılar Derneği Genel Müdürü Ayşegül Molu'nun Boydak Grubu'nun çıkardığı dergiye verdiği röportajı daha yeni okuyabildim. Ayşegül Molu vermiş olduğu bu röportajda özellikle iletişimin sürekliliği adına çok önemli bir değerlendirme yapmış, ben de bu değerli bilgilerin kısa bir özetini paylaşmak istedim:

     "Tüketiciyle iletişimin sürekliliği esastır. Sözgelimi, orta hâlli bir aileden ev hanımı markete gittiğinde ilgi duyduğu her kategoriyle ilgili onlarca markayla yüz yüzedir. Reklam verenlerin ve iletişim dünyası olarak bizim bütün hedefimiz de, onun zihnindeki ilk üçlük tercih menüsü içindeki yerimizi veya alma sıklığımızı artırmaktır. Bütün oyun, bu üç marka üzerine kuruludur, bütün pazarlama kurgusu da buna doğru akar.

     Türk ekonomisindeki çalkantılar nedeniyle, 2005 yılı sonrasında reklam etkisine ilişkin pozitif anlamda çok önemli bir kanaat uyandı. Tüketiciyle iletişin kesintiye uğramaması gerektiği yönünde düşünce değişiklikleri oluştu. Çünkü krizler öyle bir ilginç ortamlar ki bütün rekabet algısını değiştirebiliyorlar. Kriz içerisinde iletişim yatırımına ara veren markaların kriz sonrasında bunu telafi için, o verdikleri aranın çok üzerinde bir çaba göstermesi gerekiyor. Ya da tersi, hiçbir biçimde o üçlü kotanın içerisinde olmayan bir marka, kriz ortamında aktif hâle gelerek potaya giriyor ve kriz sonrasında da bunun faydalarından yararlanmayı sürdürüyor."

     İşte iletişimde olması gereken süreklilik, işte kriz dönemlerinde iletişime bakış açısı...

24 Mayıs 2012 Perşembe

İKİ BÜYÜK LİDERİN BULUŞMASI: SİNPAŞ GYO - JOSE MOURINHO

     

     Sinpaş GYO tarafından 2009 yılında birincisi yapılan Sürdürülebilir Başarı İçin Liderlik Konferansı'nın ikincisi bugün yapıldı. Jose Mourinho'lu Sinpaş GYO reklamları ne kadar iyi olmuşsa ve bu reklamlarda ne kadar büyük emek varsa, PR adına da bu organizasyon o kadar iyi ve büyük bir emeğin ürünü olmuş. Ufak tefek eksiklikler dışında her şeyin düşünüldüğü, eksik olan bir şeyi bulmanın neredeyse imkânsız olduğu bu müthiş konferans hem Sinpaş hem de İstanbul'un (dolayısıyla Türkiye'nin) imajına inanılmaz bir prestij kazandırdı. Nasıl kazandırmazsın  ki konferans açık ara dünyanın en iyi teknik direktörü Jose Mourinho üzerine kurulmuştu.

     Hem PR hem de reklamda celebrity kullanmak kurumlara pek çok avantaj sağladığı gibi doğru yönetilmediği takdirde bir kurumun imajını da yerle bir edebilir. Sinpaş GYO ise doğru celebrity ve o celebrity'i doğru kullanarak büyük bir başarıya imza attı. Peki nasıl?

     Jose Mourinho bir konut markası için doğru celebrity; çünküsü konferansta söylediği şu sözlerde saklı:  "Benim hayatım futbol, futbol hayatımın çok büyük bir bölümünü alıyor, diğer zamanlarda ise evimde eşim ve çocuklarımla vakit geçiriyorum." Sinpaş GYO'un ana felsefesine de baktığımızda da karşımıza şu sözler çıkıyor: Mutlu evler herkese. Jose için de "futbol ve mutlu ev", gerisi boş onun için.

     Celebrity doğru kullandı; çünkü Jose Mourinho öyle bir kişi ki yaptıklarıyla, tek bir hareketiyle Sinpaş GYO markasının önüne çok rahat geçip bu konferansı Sinpaş GYO konferansı değil  Jose Mourinho konferansı hâline getirebilirdi. Bu noktada Sinpaş GYO'un bu durumun mümkün olduğu kadar önüne geçtiğini tüm konferans boyunca hissettim, konferans sonrasında bende Sinpaş GYO ve Jose Mourinho eşit derecede algı, imaj uyandırdı. Bu eşitlik dünyada en çok celebrity kullanılan Türkiye'nin diğer büyük markalarına da örnek olmalı.

     Bu kadar övdüğüm konferansın bence en zayıf yönü ise konferansın sunucu Acun Ilıcalı'nın Jose Mourinho'ya sorduğu sorulardı, açıkçası Acun Ilıcalı'nın sorduğu bu sorularla Jose Mourinho hakkında daha önce bilmediğim yeni bir şey öğrenmedim, Jose'yi takip eden herkes bunları, bu fikirleri zaten Jose söylemese de bilebilir. Bence işin güzel yanı ise konferanstaki en iyi iki soruyu konferansın sonunda Sinpaş Grup Başkanı Avni Çelik'in sorması oldu, sorular cidden kaliteli ve Jose'yi konuşturmaya yönelik sorulardı.

     Son olarak bu başarılı konferans ve reklam kampanyasını yürüten tüm Sinpaş GYO çalışanlarını, özellikle sevgili arkadaşlarım Songül ve Özden'i ayrı kutlamak isterim, o kadar yorulmanıza değmiş kızlar:)